Güncelleme Tarihi:
Bir vatandaşın polis kaskıyla dövülmesi ise özellikle sosyal medyada İzmirlilerin tepkisine neden oldu. İzmir Barosu Başkanı Ercan Demir, kendilerine benzer çok sayıda şikayet geldiğini belirterek görüntü ve şikayetleri değerlendirdiklerini hukuki girişimde bulunacaklarını söyledi.
''DÜNKÜ MÜDAHALE GÖZALTINA ALMAYA YÖNELİK DEĞİL ŞİDDETE YÖNELİKTİ''
Ercan Demir, Gezi Olayları’nda olduğu gibi İzmir Barosu’na bağlı avukatların İzmirlilerin yardım taleplerine yakından ilgi gösterdiklerini kaydederek şöyle devam etti:
“Önceki gün ve dün akşam hemen hemen tüm Türkiye’de olduğu gibi yurttaşların gösteri özgürlüğüne tahammül edilemedi. Sert bir şekilde müdahale edildi. Hiçbir şekilde şiddet kullanılmadığı, kamu malına zarar verilmediği halde doğrudan uyarı yapmaksızın müdahale edildi. Özellikle dün akşamki müdahalelerde baromuza ulaşan bilgilere göre intikam alırcasına, hınçla gösteriyi dağıtma amacını aşan, doğrudan bireylere zarar vermeyi hedefleyen, yani kolluk gücünün zor kullanma sınırını aşıp, suç teşkil eden müdahale ve eylemler olmuştur. Bu konuda baromuza çok sayıda başvuru ve kayıt ulaşmıştır. Bir önceki gün 102 kişi gözaltına alınmıştı. Dün ise 12 gözaltı yapıldı. Dünkü müdahale gözaltına almaya yönelik değil şiddet uygulamaya yönelikti. Sokak aralarında vatandaşların sıkıştırılıp dövüldüğü yönünde çok sayıda bilgi geldi. Bu gelen bilgi ve kayıtlar üzerinde çalışma yapıp gerekli hukuki girişimde bulunacağız.
VALİ VE EMNİYET MÜDÜRÜ İLETİŞİM KURMUYOR
Ayrıca Vali ve Emniyet Müdürü İzmir’de on yıllardır olduğu gibi İzmir’in yerel temsilcileriyle iletişim kurmayı reddetmekteler. Bu şekilde bir kamu idaresi söz konusu olamaz. Türkiye’de olamayacağı gibi hele İzmir gibi bir şehirde hiç olamaz. İzmir farklı bir şehir. Hangi vali, hangi emniyet müdürü gelmiş olursa olsun baro ve yerel yöneticilerle iletişimi reddetmiş bir vali sözkonusu değil. İletişim kuran bir vali ve emniyet müdürü olsaydı olaylar şimdi bu noktaya gelmezdi. İzmir’de ne yazık ki merkezi idareyi temsilen görev yapanların yerel idarecileri hasım gibi görmeleri gibi garip bir durumla karşı karşıyayız.
O KASK POLİSE BURUN KIRSIN DİYE VERİLMEDİ
Kaskla dövülen bir vatandaş var. Şunu belirtmek isterim ki o kask o polise vatandaşın burnunu kırsın diye verilmedi. Bu konuda da hukuki girişimlerimiz olacak.”
CHP'Lİ VEKİL YÜKSEL: İZMİR VALİSİ'NE ULAŞAMIYORUZ
Hurriyet.com.tr’ye konuşan CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel de İzmir Valisi’ne ulaşamamaktan şikayetçi...
Yüksel, “Berkin hayatını kaybettiği akşam hiçbir şey yapmadan sadece yürüyen insanların üzerine polis TOMA’larla su sıktı, biber gazı attı. Bunun üzerine Vali’ye ve Emniyet Müdürü'ne ulaşmak istedik. Ancak ulaşamadık. Bunu açıkladıktan sonra da Vali geri dönüş yapmadı. Emniyet Müdürü geri döndü. “Sizin göreviniz hem kentin güvenliğini hem de anayasal, demokratik hakkını kullanan insanların güvenliğini sağlamak” dedim. Fakat bunun üzerine de dün öğle saatlerinde Konak Meydanı’nda saygı duruşunun ardından bir emniyet müdür yardımcısı yanıma geldi. Vatandaşların Saat Kulesi tarafına geçmek istediklerini ancak buna izin veremeyeceklerini söyledi. Ben de sadece oturma eylemi yapacaklarını, bunun bir zararı olmayacağını belirttim. Emniyet müdür yardımcısının yanımdan ayrılmasıyla TOMA üzerime gelip su sıkmaya başladı. Diğer vekil arkadaşımız Mustafa Moroğlu’na su sıktığı gibi ayağına da gaz fişeği atıldı. Bunun bile bir gün önceki emniyet müdürüyle tartışmamdan kaynaklanmış olabileceğini düşünüyorum. Vali ve Emniyet Müdürü bir vekil tanıyor, o da şu an belediye başkan adayı olan Binali Yıldırım. Onun yanından ayrılmıyor. Halkın sesini değil Binali’nin sesini dinliyor” dedi.